Depremlerde ana sorun eski yapılar

Kategori: - - 13:30

Kanada Ottawa Üniversitesi Deprem Kürsüsü Başkanı Prof. Murat Saatçioğlu, depremlerdeki ana sorununun eski yapılar olduğunu söyledi.

Türkiye’de ve dünyada meydana gelen depremlerdeki ana sorunun eski yapılar olduğu belirtildi.

Ottawa Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Deprem Kürsüsü Başkanı Prof. Murat Saatçioğlu, mevcut şartnamelerin yeni yapılarda uygulanmasına karşın, 1970’li yıllar ile daha öncesine ait eski yapıların tehdit oluşturmaya devam ettiğini söyledi.

Van depremini değerlendiren Prof. Saatçioğlu, bölgenin deprem yönünden aktif olduğunu kaydetti. Doğu Anadolu Fay Hattı ile Kuzey Anadolu Fayı’nın oldukça aktif faylar olduğunu anlatan Prof. Murat Saatçioğlu şöyle konuştu: “Bunların kesiştiği bölgede de Erzincan var. Tabii Van daha doğusunda kalıyor, ama Arap Yarımadası Anadolu’ya doğru bir basınç uyguluyor ve bu fay hattında her yıl yaklaşık 20-25 milimetrelik kaymalar oluyor. Bu kayma artık öyle bir raddeye geliyor ki yer kabuğu buna karşı gelemeyip kırılıyor ve deprem oluyor. 7,2 büyüklüğündeki deprem çok hasar verebilecek bir deprem. Depremin büyüklüğü yalnız başına bir şey ifade etmiyor. Özellikle şehre çok yakın olması etkili. Buradaki yapıların büyük çoğunluğu 2000 yılından evvel yapılmış. Türkiye’deki şimdiki Deprem Şartnamesi 2007 tarihli. 1999 depremi insanlar arasında büyük bir kaygı yarattı ve devletimiz de bunu çok ciddiye aldı. Depreme dayanıklı yapı yaptırma konusunda ciddi birtakım yaptırımlar konuldu.”

Türkiye’de 2000 yılından sonraki yapılarda büyük iyileşme görüldüğünü belirten Prof. Saatçioğlu, “Hazır beton, beton kalitesini oldukça artırdı. 2000 yılından sonra nervürlü demir kullanılmaya başlandı. O da dayanıklılığı artırıyor. Bina şartnamesinin uygulanması konusunda da ciddi adımlar atılmış. Eskiden Türkiye’de şartnamenin iyi olması kadar uygulanması daha ciddi bir problem idi” dedi.

 

“ESKİ YAPILAR DEPREME DAYANAKLI DEĞİL”
Van’daki yapıların büyük çoğunluğunun 1970-1980’li yıllarda inşa edilmiş eski yapılar olduğunu hatırlatan Prof. Saatçioğlu, şunları kaydetti: “Bunlar maalesef depreme dayanıklı değil. Sanırım yıkılan yapıların çoğu da bu eski binalar. Bir de halkımızın kendisinin yaptığı 1-2 katlı evler var. TOKİ’nin binalarında çok ciddi yapı uygulaması var. Depremde onların yıkılmaması güzel bir haber. Kırsal alana gittiğinizde daha ziyade tuğla ya da kerpiç yapılar kullanılıyor. Onlar da depreme hiç dayanıklı değil. Mühendislik hizmetlerinin gitmediği yerlerde maalesef durum iyi değil.”

Gelişmiş ülkelerdeki eski yapıların onarılamama sorununun, Türkiye’de de olduğunu kaydeden Prof. Saatçioğlu, şöyle konuştu: “Yıkıp yenisini yapmanın maliyeti büyük. Onları onarmak lazım. Kanada’da uyguladığımız, ABD’de California’da da uygulanan bir programla deprem riskine göre hangi yapıların birinci derecede, hangilerinin daha sonra onarılması gerektiğine ilişkin bir tarama yapılmalı. Bunu İstanbul Belediyesi yaklaşık 10 yıl evvel yaptı. Zeytinburnu’nu pilot bölge aldı ve oradaki yapıları tek tek inceledi. Türkiye, yeni yapılarda büyük yol katetti. Hakikatten yüzümüzü güldürecek şekilde, şartnameler ciddi olarak uygulanıyor. Ama İstanbul’un yüzde 90’ı eski yapı. Asıl sorun da bu. Türkiye’de kerpiç ev ya da tuğla eski yapıların onarılmaları çok zaman isteyecek, çok para isteyecek ve uzun vadeli projeler. Maalesef o konuda olumlu konuşamıyoruz.”

“SORUN HER YERDE AYNI”
Dünyada deprem afetinin yaşandığı her ülkede aynı sorunun olduğuna işaret eden Prof. Saatçioğlu, “Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde 1970’li yıllarda ve öncesinde yapılan yapılarda sorun var. Çünkü deprem mühendisliği 1970-75 arasında ilerleme kaydetti. Türkiye’de 1999 depreminden sonra daha bilinçli hareket edildi. Daha ciddi tedbirler alındı ve şartnamelerin uygulanması yönünde ciddi adımlar atıldı” dedi.

“BU DEPREMİ BEKLİYORDUK”
Van depreminin, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Erzincan’da Kuzey Doğu Anadolu Hattı ile birleşmeden evvel hafif İran’a doğru ilerlediği mıntıkada olduğunu bildiren Prof. Saatçioğlu, şunları söyledi: “Böyle bir depremi bekliyorduk. Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı her 10 ile 20 yıl arasında kırılır. Dolayısıyla bunlar beklenen depremler. Yani işte İstanbul’da nasıl büyük bir deprem bekliyorsak, o fay hattının üstünde, onun gibi bekleniyordu. Ama bu her fay hattı için olmaz. Kanada’nın batısında Cascadia Fayı var ki o yatay yönde kırılmıyor. Pasifik Okyanusu, hatta Kuzey Amerika’ya doğru baskı yapıyor ve koca kıtayı ittiremediği için altına giriyor. Japonya’daki de Kanada’daki de o şekilde çalışıyor. Bunlar çok daha uzun aralıklarla kırılıyor. Mesela Kanada’daki bu hattın en son kırılması 1700 yılında olmuş.”

“ARTÇI DEPREMLER 1-2 AY DEVAM EDECEK”
Artçı depremlerin 1-2 ay devam edeceğini, bunun normal olduğunu anlatan Prof. Saatçioğlu, “Büyüklükleri de yer kabuğunun yerine oturması ile azalacak. Zaten ciddi boyutlarda birkaç tane olmuş. O yüzden kurtarma ekiplerinin hayatlarını tehlikeye attıkları kesin. Artçılar, az hasarlı binaları yıkabilir. Önümüzdeki 1-2 ay içinde ciddi artçı depremler beklenecektir. Bu tür depremlerden sonra 5-5,5 arası artçı depremler görülür ve giderek 4’lere falan düşer” diye konuştu.

AA

Etiketler:

Bir yanıt yazın